Pir Sultan Abdal siirleri - En guzel kısa 15 siiri

Pir Sultan Abdal siirleri - En guzel kısa 15 siiri

16'ncı yüzyılda yaşadı. Hakkında fazla bilgi yok. Asıl adı Haydar. yaşamının büyük bölümü Banaz köyünde geçti. 16'ncı yüzyılın ikinci yarısında Sivas çevresinde boy gösteren Alevi-Bektaşi kökenli ve İran yanlısı mezhep olaylarına karıştı. Sivas Beylerbeyi Deli Hızır Paşa, Pir Sultan'ı astırdı. Ölümümün, 1547-1551 ya da 1587-1590 arasındaki bir tarih olduğu sanılıyor.

Alevi bir şair olduğundan Hakk-Muhammed-Ali izinde yürümüştür. Alevi gelenekleri ile dergâh ortamında yetişmiştir. Dolayısıyla bir derviş olarak toplumu ilmiyle ve aklıyla bilgilendirmiştir. Tekke ve tasavvuf'un kalıplarını aşıp geniş bir halk kesimine seslenebildi. Medrese öğrenimini Erdebil'de görmesine rağmen, diğer bazı halk şairlerinin tersine, Divan Edebiyatı'ndan hiç etkilenmemiştir. İşte en güzel kısa 15 Pir Sultan Abdal şiiri

PİR SULTAN ABDAL ŞİİRLERİ

En güzel kısa 15 Pir Sultan Abdal şiiri

1. Açılın Kapılar Şah'a Gidelim

Hızır Paşa bizi berdar etmeden,

Açılın kapılar Şah'a gidelim,

Siyaset günleri gelip çatmadan,

Açılın kapılar Şah'a gidelim.

Bunda bilmeyeni bildirirler mi

Eli bağlı namaz kıldırırlar mı

Yoksa Şah diyeni öldürürler mi

Açılın kapılar Şah'a gidelim.

Aslımız Muhammet kıyman cellatlar

Üstümüzde bite davacı otlar

Ölüm Allah emri ya eziyetler

Açılın kapılar Şah'a gidelim.

Sağlıklı mı ola dostun illeri

Karşıda görünen tozlu yolları

Şah'tan elçi gelmiş dem bülbülleri

Açılın kapılar Şah'a gidelim.

Her nereye gitsem, yolum dumandır

Bizi böyle kılan, ahd-ü amandır

Zincir boynum sıktı hayli zamandır

Açılın kapılar Şah'a gidelim.

Güzel Şah'ım çıktı m'ola köşküne

Can dayanmaz gayretine müşkine

Seni beni Yaradan'ın aşkına

Açılın kapılar Şah'a gidelim.

Kapısı yok bacasından bakarım

Gözlerimden hasret yaşı dökerim

Şah'a giden bir bezirgan tutarım

Açılın kapılar Şah'a gidelim.

Pir Sultan Abdal'ım güzel şah canım

Ağlamaktır benim demim devranım

Arşta melek yerde çeşm-i efgânım

Açılın kapılar Şah'a gidelim.

(Pir Sultan Abdal'ın İran Şahını desteklemek için yazdığı şiir.)


2. Ya Eceldir Ya Didardır Ya Nasip

Kısmet verip bizi salan çöllere

Ya eceldir ya didardır ya nasip

Felek bizi saldı özge hallere

Ya eceldir ya didardır ya nasip

Kısmet verip çevre çevre yeldirdi

Bilmediğim hikmetlere daldırdı

Çekip ayrılığın okun doldurdu

Ya eceldir ya didardır ya nasip

Felek arka vermiş çerhin devine

Arıt kalbin evin iman sevine

Türlü dalga geldi gönlüm evine

Ya eceldir ya didardır ya nasip

Muhannettir dünyasını kayıran

Şol Gani Settar'dır açlar doyuran

Beni de sevgili yardan ayıran

Ya eceldir ya didardır ya nasip

Pir Sultan Abdal'ım der ki vardığım

Ulu dergahtır yüzler sürdüğüm

Bilmediğim hikmetleri bildiğim

Ya eceldir ya didardır ya nasip


3. Allah Allah Desem Gelsem

Allah Allah Desem Gelsem

Hakkın Divanına Dursam

Ben Bir Yanıl Alma Olsam

Dalında Bitsem Ne Dersin

Sen Bir Yanıl Alma Olsan

Dalımda Bitmeye Gelsen

Ben Bir Gümüş Çövmen Olsam

Çeksem İndirsem Ne Dersin

Sen Bir Gümüş Çövmen Olsan

Çekip İndirmeye Gelsen

Ben Bir Avuç Çavdar Olsam

Yere Saçılsam Ne Dersin

Sen Bir Avuç Çavdar Olsan

Yere Saçılmaya Gelsen

Ben Bir Güzel Keklik Olsam

Bir De Toplasam Ne Dersin

Sen Bir Güzel Keklik Olsan

Bir Bir Toplamaya Gelsen

Ben Bir Yavru Şahin Olsam

Kapsam Kaldırsam Ne Dersin

Sen Bir Yavru Şahin Olsan

Kapıp Kaldırmaya Gelsen

Ben Bir Sulu Sepken Olsam

Kanadın Kırsam Ne Dersin

Sen Bir Sulu Sepken Olsan

Kanadım Kırmaya Gelsen

Ben Bir Deli Poyraz Olsam

Tepsem Dağıtsam Ne Dersin

Sen Bir Deli Poyraz Olsan

Tepip Dağıtmaya Gelsen

Ben Bir Ulu Hasta Olsam

Yoluna Yatsam Ne Dersin

Sen Bir Ulu Hasta Olsan

Yoluma Yatmaya Gelsen

Ben Bir Can Alıcı Olsam

Canını Alsam Ne Dersin

Sen Bir Can Alıcı Olsan

Canımı Almaya Gelsen

Ben Bir Cennetlik Kul Olsam

Cennete Girsem Ne Dersin

Sen Bir Cennetlik Kul Olsan

Cennete Girmeye Gelsen

Pir Sultan Üstadın Bulsan

Bilecek Girsek Ne Dersin


4. Gel

Gam elinden benim zülfü siyahım

Peykan değdi sinem yaralandı gel

Suna başın için ağlatma beni

Bugün sevda candan aralandı gel

Gamdan hisar oldum mekanım yurdum

İşitmez avazım dinlemez virdim

Bir değil beş değil on değil derdim

Düğümler baş verdi sıralandı gel

Hasretine vasıl olam mı böyle

Mecnun'a da baki kalır mı Leyla

Ölümlü dünyadır gel helal eyle

Yüklendi barhanem kiralandı gel

Ne çekerse dertli sinem dağ olmaz

Günler gelir geçer ömür çoğalmaz

Neşterlidir yaralarım onulmaz

Göğerdi çevresi karalandı gel

Pir Sultan Abdal'ım haftada ayda

Günler gelir geçer bulunmaz fayda

Gönül Hak arzular canım hayhayda

Toprağım üstüme kürelendi gel


5. Ayrılık Derdinin Dermanı Nedir

Uğrum sıra giden Boz Atlı Hızır

Ayrılık derdinin dermanı nedir

Şu iki aleme olmuşsun nazır

Ayrılık derdinin dermanı nedir

Sığanmıştır ağca kolda bilekler

Hak katında kabul olsun dilekler

Arş yüzünde secde kılan melekler

Ayrılık derdinin dermanı nedir

Küseyim de ben yarime küseyim

Siyah zülfün mah yüzüne asayım

Kerbela'da yatan İmam Hüseyin

Ayrılık derdinin dermanı nedir

Hani şu dünyanın toprağı taşı

Akıttım gözümden kan ile yaşı

Urum illerimin Hacı Bektaş'ı

Ayrılık derdinin dermanı nedir

Ak saya giyinmiş incedir beli

Ben pirimi gördüm tatlıdır dili

Allah'ın arslanı Hazret-i Ali

Ayrılık derdinin dermanı nedir

Gıcılar da dağlar başı gıcılar

Çıkmaz oldu içerimden acılar

Arafat Dağı'ndan gelen hacılar

Ayrılık derdinin dermanı nedir

Dünyayı sorarsan bir dipsiz anbar

Ali'nin yoldaşı Zülfikar Kanber

Kabe'yi yaptıran Halil Peygamber

Ayrılık derdinin dermanı nedir

Deryanın yüzünde dönen üç gemi

Yiyelim içelim sürelim demi

Geminin sahibi ol Hızır Nebi

Ayrılık derdinin dermanı nedir

Pir Sultan Abdal'ım içtim cür'adan

Okudum ağını bilmem karadan

Yeri göğü cüml'alemi Yaradan

Ayrılık derdinin dermanı nedir


6. Geçti Dost Kervanı

Şu karşı yaylada göç katar katar

Bir güzel sevdası gözümde tüter

Bu ayrılık bize ölümden beter

Geçti dost kervanı eyleme beni

Şu benim sevdiğim başta oturur

Bir güzelin derdi beni bitirir

Bu ayrılık bize ölüm getirir

Geçti dost kervanı eyleme beni

Pir Sultan Abdal'ım kalkın aşalım

Aşıp yüce dağı engin düşelim

Çok nimetin yedik helallaşalım

Geçti dost kervanı eyleme beni


7. Gönder Bizi Safa İle

Mihman olmuşum gelmişim

Hakk'a bağlamışım özüm

Ev sahibi iki gözüm

Gönder bizi safa ile

Gelin örselemen bizi

Hakk'a ısmarladık sizi

Ayağın tozuna yüzü

Sürdür bizi safa ile

Sürüye katılan koçlar

O da Hakk'ın emrin işler

Yiyip içtiğimiz kardaşlar

Gönder bizi safa ile

Hey dedeler hey babalar

Yerde gökte hü diyenler

Rıza lokmasın yiyenler

Gönder bizi safa ile

Gidiyoruz hoşça kalın

Gahi siz de bize gelin

Heybemize azık koyun

Gönder bizi safa ile

Pir Sultan ere varalım

Hak divanına duralım

Yolcu çizmesin giyelim

Gönder bizi safa ile


8. Sordum Sarı Çiğdeme

Sordum sarı çiğdeme

-Sen nerede kışlarsın

-Ne sorarsın hey derviş

Yer altında kışlarım

Sordum sarı çiğdeme

-Yer altında ne yersin

-Ne sorarsın hey derviş

Kudret lokması yerim

Sordum sarı çiğdeme

-Senin benzin ne sarı

-Ne sorarsın hey derviş

Hak korkusun çekerim

Sordum sarı çiğdeme

-Anan baban var mıdır

-Ne sorarsın hey derviş

Anam yer babam yağmur

Sordum sarı çiğdeme

Asacığı elinde

Hak kelamı dilinde

Çiğdemde dervişlik var

Pir Sultan'ım erlerle

Yüzü dolu nurlarla

Ak sakallı pirlerle

Çiğdemde dervişlik var


9. Bir Güzelin Aşığıyım

Bir güzelin aşığıyım erenler

Onun için taşa tutar el beni

Gündüz hayalimde gece düşümde

Kumdan kuma savuruyor yel beni

Al gül olsam al gerdana takılsam

Kemer olsam ince bele sarılsam

Köle olsam pazarlarda satılsam

Yarim deyi al sinene sar beni

Abdal Pir Sultan'ım gamzeler oktur

Hezaran sinemde yaralar çoktur

Benim senden özge sevdiğim yoktur

İnanmazsan git Allah'a sor beni


10. Yürü Bre Yalan Dünya

Yürü bre yalan dünya

Yalan dünya değil misin

Hasan ile Hüseyin'i

Alan dünya değil misin

Ali bindi Düldül ata

Can dayanmaz bu firkata

Boz kurt ile kıyamete

Kalan dünya değil misin

Tanrı'nın Arslan'ın alıp

Düldül'ü dağlara salıp

Yedi kere ıssız kalıp

Dolan dünya değil misin

Bak şu kaşa, bak şu göze

Ciğer kebap oldu köze

Muhammed'i bir top beze

Saran dünya değil misin

Pir Sultan'ım ne yatarsın

Kurmuş çarhını dönersin

Ne konarsın ne göçersin

Duran dünya değil misin


11. Eğer Dost Irmağın

Eğer dost ırmağın gözün ararsan

Serçeşme'den gelir suyun durusu

Ali Muhammet'tir Muhammet Ali

İkisi de bir elmanın yarısı

Ali'm engür ezdi kırklar da içti

Kırkı da mest oldu kendinden geçti

Muhabbetin kapısını kim açtı

Cümlesi de bir ikrarın çerisi

Ali'm yola gider menzili keser

Sofi nerde olsa yalanı basar

Bir kale yaptırmış on iki hisar

Sor nedendir duvarının örüsü

Dört kapısı vardır kırk da dükkanı

Üçyüz altmış altı gevher madeni

On yedi kişidir alıp satanı

Cümlesinin sarrafıdır birisi

O kalenin bedenine kuş konar

Kanadı üstünde kandiller yanar

Pir Sultan Abdal'ım secdeye iner

Aşık oldum gitmez benzim sarısı


12. Bin Cefalar Etsen Almam Üstüme

Bin cefâlar etsen almam üstüme

Gayet şirin geldi dillerin dostum

Varıp yad ellere meyil verirsen

Kış ola bağlana yolların dostum

İlâhi onmaya yardan ayıran

Bahçede bülbüller ötüyor uyan

Kula gölge olsa Allah'a ayan

Senden ayrılalı gülmedim dostum

Pir Sultan Abdal'ım gülüm dermişler

Bu şirin canıma nasıl kıymışlar

İster isem dünya malın vermişler

Sensiz dünya malın neylerim dostum


13. Allah Allah Desem Kalksam Yürüsem

Allah Allah desem, kalksam yürüsem

Acap şu dağları aşamam mola

Boz atlı Hızır'ı yoldaş eylesem

Varıp efendime düşemem mola

Sevdiğim, bağında güllerin gonca

Usuldur boyların, bellerin ince

Adı güzel imamların önünce

Kerbelâ'da şehit düşemem mola

Sakın hey sevdiğim, nâsiden sakın

Erenler geri almaz attığı okun

Irak yerlerini sen eyle yakın

İki atlayıp bir dem düşemem mola

Ben güzel pîrîme verdiğim ikrar

Doluda, kırçından, borandan saklar

İhlâs âşık olan ikrarın bekler

İkrarın bendini çesemem mola

PIR SULTAN ABDAL'ım, dost çiresine

Arzumanım kaldı Şah cilvesine

Altmış ile yetmiş üçün arasına

Özümü irfana koşamam mola


14. Hele Bir Yol Sefa Geldin Desene

Böle midir sizin ilin töresi

Hele bir yol safa geldin, desene

Geçer bu güzellik sana da kalmaz

Hele bir yol safa geldin, desene

Öl dediğin yerde ölürüm , derdin

Kal dediğin yerde kalırım, derdin

Her derdine derman olurum, derdin

Hele bir yol safa geldin, desene

Sarardı gül benzim ayvaya döndü

Hakk'ı söyledikçe müşkülüm kandı

Ayrılık ateşi sinemi deldi

Hele bir yol safa geldin, desene

Yatarım Muhammed, kalkarım Ali

Gittiğimiz on'ki İmam yolu

Pirim Hünkâr Hacı Bektaş Veli

Hele bir yol safa geldin, desene

Kırmızı güller solmaz mı sandın

Pir Sultan Abdal'ı gelmez mi sandın

Bir safa geldin de demez mi sandın

Hele bir yol safa geldin, desene


15. Ötme Bülbül Ötme

Ötme bülbül ötme şen değil bağım

Dost senin derdinden ben yana yana

Tükendi fitilim eridi yağım

Dost senin derdinden ben yana yana

Deryadan bölünmüş sellere döndüm

Ateşi kararmış küllere döndüm

Vakitsiz açılmış güllere döndüm

Dost senin derdinden ben yana yana

Haber in duyarsın peyikler ile

Yaramı sarsınlar şehidler ile

Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile

Dost senin derdinden ben yana yana

Abdal Pir Sultan'ım, doldum eksildim

Yemeden içmeden sudan kesildim

Zülfün kemendine kondum asıldım

Dost senin derdinden ben yana yana


Edebiyat Haberleri Editörü : Kervanlar
Edebiyat Haberleri 
Editör : Kervanlar

[ 2021-11-03T22:05:22 ][ Okunma : 886 ]



google-newste takip edin