Beslenme: Bu 3 besin şekerden daha kötü En az onlar kadar tehlikeli olan ve çoğu zaman hafife alınan yiyecekler de var.
Dengeli beslenme; vitamin ve mineraller gibi besin öğelerinin yeterli miktarda alındığı, çeşitli bir beslenme biçimidir. Ancak modern toplumumuzdaki aşırı işlenmiş gıdalar sıklıkla birçok zararlı katkı maddesi içermektedir.
Şeker, insanların tekrar tekrar uyarıldığı en bilinen "zehir"dir; en azından büyük miktarlarda tüketildiğinde. Ve haklıdır da: Zira vücutta iltihaplanmaya yol açabilir ve diyabet, yüksek tansiyon, kanser gibi hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Ancak gıdalarda şekerden bile daha zararlı olabilecek bazı maddeler var. En önemlilerini sizlere sunuyoruz.
Nitritli kürleme tuzu, sofra tuzu ile potasyum veya sodyum nitritin (E 249 veya E 250) karışımıdır. Özellikle salam, pastırma, jambon, sosis gibi çok işlenmiş etlerin daha uzun süre dayanmasını sağlamak, rengini ve lezzetini arttırmak için kullanılır.
Bu ürünler ısıtıldığında kanser oluşumuna yol açabilen zararlı nitrozaminler oluşuyor. Nitrit tuzuyla işlenmiş et ürünlerinin tüketilmesi durumunda kalp damar hastalığı riski de yaklaşık yüzde 40 oranında artıyor. Bu nedenle sosis ve benzeri et ürünlerinden uzak durup, işlenmemiş, organik et tüketmek en doğrusu.
Trans yağlar olarak adlandırılan yağlar, aslında sağlıklı olan bitkisel yağların endüstriyel olarak hidrojene edilmesiyle oluşan doymamış yağ asitleridir. Trans yağlar ayrıca yiyeceklerin uzun süre ve çok yüksek sıcaklıklarda (örneğin fritözde) ısıtılması sonucu da oluşabilir. Kanda “kötü” LDL kolesterol seviyesini artırırlar. Ayrıca damar sertliğine de neden olabilirler.
Trans yağlar çoğunlukla hazır yemeklerde ve dondurulmuş pizza, hamburger gibi fast food yiyeceklerde bulunur. Patates kızartması ve cips gibi kızarmış yiyeceklerin yanı sıra kruvasan ve bisküvi gibi fırınlanmış ürünler de sağlıksız yağlar açısından zengindir. Bu nedenle menünüzde mümkün olduğunca az veya hiç işlenmemiş gıdaya yer vermelisiniz.
Tüm yiyecekler doğal olarak alışık olduğumuz parlak renge sahip değildir. Örneğin; azo boyalar olarak adlandırılan sentetik boyalar, sıklıkla tatlılara, içeceklere ve mısır gevreklerine eklenir. Bu maddelerin intoleranslara yol açtığından şüpheleniliyor; semptomlar arasında astım, kurdeşen ve cilt ödemi yer alıyor. Çocuklarda ise hiperaktivite ve dikkat bozukluklarına yol açtığı söyleniyor. Bu nedenle gıda satın alırken mümkünse sadece doğal renklendiriciler içerdiğinden emin olun.